06 Nisan Çeşme
"Bugün günlerden pazar; rüzgara yelken verip denize çıkacağız..
Rüzgar esti poyrazdan, dümeni kıracağız kıracağız oyy."
Fuat Saka'nın çok sevdiğim bir şarkısıdır "al götür beni". Herşey bu sabah 4.30 sularında şarkıya uygundu tek problemimiz rüzgar poyraz değildi ve saat 9 sularında yaklaşık 30 knot rüzgar gösteriyordu.
sabah 4.50 civarında İlkerlerden çıktık yola. ikimiz de heyecanlıydık aslında çünkü gece yarılarına kadar ne yapacağız, nerede dalacağız diye düşündük durduk. ve asıl heyecan sebebi ise batığa dalış yapacak olmamızdı. çeşme açıklarında dibi 18 metrede, sancak direği sudan 1 metre dışarı çıkmış türkiyenin en büyük (75 metre) dalış yapılabilen batığı"
saat 8 gibi çeşmedeydik, hava kapalıydı fakat yağmur yoktu. hava tahminleri yanıldı heralde dedik ve bastık botumuzun marşına :) saat 9 a yaklaşırken ilk dalış yapacağımız patlak taşlara vardık.
Ben tam çıpa ile uğraşırken birden bire bastıran sağanak dolu, yaklaşık 55 km hız ile esen rüzgar ve etrafımızda hiçbir şeyi göremememizi sağlayan sis ile denizin ortasında kala kaldık. yaklaşık 10 dakikalık bu fırtınadan sonra hava dindi ve ilk dalışımızı yaptık.
İlk mera da çok birşey bulamayınca batığa doğru yola çıktık. Hayal edin: denizin ortasında bir yerdesiniz sadece sudan 1.5 metre bir direk çıkmış. hava kapalı.. suya giriyorsunuz ve dibe bakmanızla birlikte bir çelik yığını görüyorsunuz 75 metre
uzunluğunda. Tabi fotoda gördüğünüz gibi tüple de değil. sadece nefesle. :) Fotoda gördüğünüz yer kaptan köşkü. Gerçekten güzel bir gemiymiş vakti zamanında.
İlk bir kaç alışma dalışı sonrasında, iyice gemiyi araştırma dalışları. bu sırada etrafımızda sargozlar, iskataryalar dolanıyor.
Bir kaç dalıştan sonra İlker bir tane 700 grlık sargozla çıktı dışarı. Sonraki dalışlarda 1 kg luk bir sargoz. 20 metrelere indiğimizde etrafımızda sinaritler dolaşıyor 1-2 kiloluk fakat yüz vermiyorlar.
ilk önce fotodaki gördüğünüz koruma demirlerine iniyoruz (8metre) sonra dipteki harekete göre geminin kıçına sallanıyoruz (18metre) resmen büyüleyici. Koskoca bir gemi ve suyun o sessizliğinde zaman zaman garip sesler geliyor gıcırdama gibi. Sağda gördüğünüz fotoda arkamda geminin su üstünde duran sancak direği. Yaklaşık 30-40 dakika avlandıktan sonra botumuza atlayıp farklı yerlere gidiyoruz. Buralarda da çupralar, sinaritler, sargozlar hep çevrede. öğlen saat 14 gibi güneş açtı ve hava güzelleşti. Günün güzel anılarından birisi de 10 metrede durmuş bana baka baka kelebek yapan bir orfozdu. 1.5 kilo kadar güzel hayvanı izlemek çok zevkli gerçekten. keşke kamera yanımda olsaydı ve çekebilseydim.
Bütün gün farklı farklı yerlerde dalışımızı yaptıktan sonra akşam 21 gibi evimize döndük. Gerçekten çok güzel bir deneyimdi.
Tekrar görüşmek üzere
Rüzgar esti poyrazdan, dümeni kıracağız kıracağız oyy."
Fuat Saka'nın çok sevdiğim bir şarkısıdır "al götür beni". Herşey bu sabah 4.30 sularında şarkıya uygundu tek problemimiz rüzgar poyraz değildi ve saat 9 sularında yaklaşık 30 knot rüzgar gösteriyordu.
sabah 4.50 civarında İlkerlerden çıktık yola. ikimiz de heyecanlıydık aslında çünkü gece yarılarına kadar ne yapacağız, nerede dalacağız diye düşündük durduk. ve asıl heyecan sebebi ise batığa dalış yapacak olmamızdı. çeşme açıklarında dibi 18 metrede, sancak direği sudan 1 metre dışarı çıkmış türkiyenin en büyük (75 metre) dalış yapılabilen batığı"
saat 8 gibi çeşmedeydik, hava kapalıydı fakat yağmur yoktu. hava tahminleri yanıldı heralde dedik ve bastık botumuzun marşına :) saat 9 a yaklaşırken ilk dalış yapacağımız patlak taşlara vardık.
Ben tam çıpa ile uğraşırken birden bire bastıran sağanak dolu, yaklaşık 55 km hız ile esen rüzgar ve etrafımızda hiçbir şeyi göremememizi sağlayan sis ile denizin ortasında kala kaldık. yaklaşık 10 dakikalık bu fırtınadan sonra hava dindi ve ilk dalışımızı yaptık.
İlk mera da çok birşey bulamayınca batığa doğru yola çıktık. Hayal edin: denizin ortasında bir yerdesiniz sadece sudan 1.5 metre bir direk çıkmış. hava kapalı.. suya giriyorsunuz ve dibe bakmanızla birlikte bir çelik yığını görüyorsunuz 75 metre
uzunluğunda. Tabi fotoda gördüğünüz gibi tüple de değil. sadece nefesle. :) Fotoda gördüğünüz yer kaptan köşkü. Gerçekten güzel bir gemiymiş vakti zamanında.
İlk bir kaç alışma dalışı sonrasında, iyice gemiyi araştırma dalışları. bu sırada etrafımızda sargozlar, iskataryalar dolanıyor.
Bir kaç dalıştan sonra İlker bir tane 700 grlık sargozla çıktı dışarı. Sonraki dalışlarda 1 kg luk bir sargoz. 20 metrelere indiğimizde etrafımızda sinaritler dolaşıyor 1-2 kiloluk fakat yüz vermiyorlar.
ilk önce fotodaki gördüğünüz koruma demirlerine iniyoruz (8metre) sonra dipteki harekete göre geminin kıçına sallanıyoruz (18metre) resmen büyüleyici. Koskoca bir gemi ve suyun o sessizliğinde zaman zaman garip sesler geliyor gıcırdama gibi. Sağda gördüğünüz fotoda arkamda geminin su üstünde duran sancak direği. Yaklaşık 30-40 dakika avlandıktan sonra botumuza atlayıp farklı yerlere gidiyoruz. Buralarda da çupralar, sinaritler, sargozlar hep çevrede. öğlen saat 14 gibi güneş açtı ve hava güzelleşti. Günün güzel anılarından birisi de 10 metrede durmuş bana baka baka kelebek yapan bir orfozdu. 1.5 kilo kadar güzel hayvanı izlemek çok zevkli gerçekten. keşke kamera yanımda olsaydı ve çekebilseydim.
Bütün gün farklı farklı yerlerde dalışımızı yaptıktan sonra akşam 21 gibi evimize döndük. Gerçekten çok güzel bir deneyimdi.
Tekrar görüşmek üzere
0 Response to "06 Nisan Çeşme"
Yorum Gönder