Yarım yıl


Merhaba arkadaşlar,
Ben iyice boşladım blogu 2 ayda bir yazı yazar oldum ama cidden dalışa da gidemiyorum, hayatımdaki en anlamlı varlıkla uğraşıyorum :) uğraşmak kelimesine çemkirir şimdi, şaka yapıyorum. Sevgilimle ilgileniyorum diyelim. Bayramda görüşemedik, sonrasında onun işleri vardı, ben yoğundum derken 1 aydır göremiyorum sevgilimi. çok özledim, gerçi 1 ay diyoruz uzun diyoruz da yine şükredelim biz görüşebiliyoruz ne insanlar var uzuuuuuuun süreler görüşemeyen. Ama o kadar çok alışmışız ki birbirimize de 1 gün sesini duymasam kendimi kötü hissediyorum.
Başlıktan da anlayacağınız üzere yarım yıl yani 6 ay oldu. Çok mutluyum, umarım hep böyle devam eder. Çok seviyorum! 6 ay yaa, ne çabuk geçti anlamadım. sabahları onun sesiyle uyanmayı, onun kokusunu çok özledim..

Yılbaşı geliyor, bir aksilik olmazsa salı akşamı istanbula doğru yola çıkıcam, 2 gün istanbuldayım. Hediye de aldım aşkıma mis gibi bir parfümm :) süpriz değildi biliyor ondan yazdım. hehe

neyse toparlamak gerekirse, nice nice nice 6 aylara aşkım.. seni çooooooooook çooooooooook seviyorummmmmmmmmmmmmmmmmmmm.. muccccckkkkkkkkkkkkkkkkk =)
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

seni seviyorum


Zaman ne hızlı geçiyor, biz dünü düşünürken aylar yıllar akıp gidiyor. Daha dün gibi bir ilişkiye başladım diyordum. Artık ilişkiden çıktı "ben" oldu.. İçimden onu sevdiğimi her saniye dillendirdiğim bir aşk oldu..
Cinciş pembe bir sevgilim oldu..
nice 4 aylara.. seni seviyorum.
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

17-18 Ekim Çeşme ve Levrek





Merhaba sevgili deniz dostları.
Şu bloga en azından açıp baktığınızda deniz görüp mutlu oluyorsunuzdur umarım. Aslında dalışlara fotoğraf makinamı götürebilsem neler çekeceğim fakat olmuyor işte. Hırsızı var uğursuzu var.
Bütün hafta kurtlanıp kurtlanıp cuma günü akşamında yola çıktık Çeşmeye doğru. Kuzenim Onur Abim, Ayberk Abi, Yavuz Abi bir de ben. Çeşme dalyandan aldık tekneyi hazırlandık ve yola çıktık Kara adaya doğru. Yaklaşık 1 saatlik yolculuktan sonra Karaadaya geldik. Çapamızı attık ve başladık olta ile avlanmaya. Hava durgundu, sabah 5 e kadar güzel balık yakaladık. Mandagöz denilen ufak bir balık avladık. 5 de yatıp 2 saat uyudum ve 7 gibi kalktım. Başka bir yere geçtik tekrar olta, biraz karagöz avladık.
Saat 10 gibi beni bir adaya bıraktılar dalış yapayım diye, yarım saat yüzdüm fakat resmen canlı yok. Tekneye bindim tekrar, ileride bir ada var orada dal dedi Onur Abim ve oraya doğru götürüp bıraktılar beni. Sığ bir ada etrafını dolaşmaya başladım. Sığ bir yerde dalıp agaşon yapayım dedim ve yarım nefeslenip dibe indim. Dibe inmemle birlikte daha henüz balık çağırmak için ses bile çıkartmadan ilerden 4-5 parça balığın bana doğru geldiğini gördüm. İyice gizlendim, gelenler levrek fakat arkalarında baya iri bir şey var ve o kadar hızlı geliyorlar ki.. Allah alla dedim bu ne olabilir kofana mı başka bir şey mi derken, menzile girdi bir baktım levrek. Ama o kadar iri ki inanamazsınız. Tüfeğimin ucuna kadar geldi, çok basit bir atışla vurabilirim fakat o kadar güzel bir hayvan ki kaçırmak istemiyorum. Kendimden emin olduğum bir anda bastım tetiğe, "takkk" hayvan ipte, başladı kaçmaya çalışmaya, kötü de yerinden vurmuşum lanet, yırtıp etini kaçabilir. Neyse makarayayı açtım uzaklaştı levrek. Görüş mesafemden çıktı. Arasıra yokluyorum asılıyor ama güçsüzleşmiş, yavaş yavaş makarayı toplayıp üstüne gittim ve baktım dipte yatıyor. İnip kuyruğundan yakaladım arkadaşlar. İnanılmaz bir zevk ya, o kadar iri ki, fotoğraflarda o iriliği belli olmuyor. :) 1 lt kola şişesi ile orantılayın işte :)

Biraz daha yüzdükten sonra tekneye çıktım, Tabi olay oldum teknede, hepsi helal be diyorlar. :) Oradan çıkıp kuytuda mangal yaktık. Yemeğimizi yedik, O gün akşama kadar olta yaptık, baya bir mercan aldık. Çok güzel bir gündü gerçekten. Hayatımda vurduğum ve gördüğüm en büyük levrekti. 3 kilo üstü geldi. Eee kış sezonu açılmaya başladı, artık daha iri balıklarla görüşmek üzere :)
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

Uzuuun zaman..

Merhabalaaaaar, çok uzun zaman oldu farkındayım ama dalış açısından çok çok da verimli dönemler değildi kendi adıma. Şimdi biraz uzun yazmaya çalışıp kendimi affettireyim. Öncelikli tarihimiz 13 Eylül

12 Eylül akşamüstü kuzenim Onur Abi aradı. Çeşmede 10 metrelik bir teknesi var, arkadaşlarıyla oraya gidiyorlarmış 3 kişi, sen de gel dedi. Hemen dalış takımlarımı da alıp gittim. Buluştuk, alışveriş yaptık ve çıktık yola. Çeşme dalyanda duruyor tekne. Teknede mangalımızı yaktık hava iyice karardı. Açtık biraları, yemek, sohbet.. Çok keyifli gerçekten. Saat 12 gibi kamarada yattık. Sabaha karşı 4 de kalkıp çıktık yola. İlk meraya gittik, sabah çok erken diye olta yapıyoruz. Bir kaç mercan, karagöz yakaladık. Sonra beni Kara ada taraflarına attılar, yarım saat yüzdüm hiç bir balık göremeyince çıktım. Döndük tekrar oltaya :) Akşama kadar 15 kilo falan balık yakaladık. Çok keyifliydi.

21 Eylül sabahı İlkerle birlikte çıktık yola. Hava patlak ama girelim ıslanalım dedik. Kurtluyuz ya :) Neyse 1 saatlik yolculuktan sonra arabayı park ettik. Araziden aşağıya indik tam giyinicez, ben 3 mm (yazlık) 5 mm (kışlık) hangisini alsam acaba derken 3 mm üstü alıp, altı evde unutmuşum. :) allahtan su sıcaktı boxerla girdim ama çok üşümedim. bu balıklar da o günden..

2 Ekim yine İlkerle sabahın köründe çıktık yola. foça'da benim daha önceden girmediğim bir yere gittik, hava çok güzeldi durgundu. Aşırı balık yoktu fakat torikler gelmeye başlamış 3 kez karşı karşıya kaldık, ilker bir tanesini vurdu. Çok enteresan bir balık gerçekten. Yazılı orkinos da deniliyor. Acaip kuvvetli bir balık. Tam aerodinamik..
Sargoz, kefal ve torikle geçen bir gündü.
Eveeeet yazımızın sonuna geldik artık.. İlişkimi merak eden arkadaşlar varsa, çok güzel gidiyor. Çok mutluyuz, :) seviyorum, o da seviyor.. her şey yolunda..

İlerleyen dönemlerde daha güzel uzun hikayelerle birlikte olucaz arkadaşlar söz. Bu kadar uzun zaman yazı yazmamazlık yapmayacağım. Kış dönemi geliyor, levrekler gelmeye başlıyor. Bol bol balıkla, video çekimleriyle karşınıza çıkabilirim :) Haydi, Dalın Sağlıcakla.. :)
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

Sen Giderken...


Bunaltıcı bir sıcak var havada.. Benim içimse cehennem gibi, alev alev... Acaba diyorum benim böyle olmamdan mı bana hava da sıcak geliyor.. Kafamı kaldırıp dışarı çıkmak istiyorum, tökezleyip oturuyorum olduğum yere. Bu ev beni bırakmak istemiyor.. Seni yolcu ettikten sonra sanki hayır diyor bana "sen de gidemezsin".

Her şeyin zor olacağını bilerek yalnızlıklarımızı bırakarak adım attık hayata. İşte zorlukların ilk ama en acı kısmı başlıyor. Yine de herşeye rağmen seninle olabilmek, düşüncelerinde olduğumu bilmek çok güzel.

Seni çok fazla özlüyorum, ama güzel günler göreceğiz ona da eminim.. :) iyi ki geldin hayatıma , seni seviyorum.
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

Yağmur Sonu



Merhabalar arkadaşlar,

Özlediniz mi ? Ben de özledim valla yazı yazmayı, fakat aslına bakarsanız içimden hiç dalışı anlatmak gelmiyor. Havalardan mıdır nedir ? Havada aşk kokusu olduğundan mıdır nedir ? Bilemedim :)

Evet güneyden bahsedeyim size biraz. Uzun zamandır böyle bir tatil yapmamıştım sanırım. 8 günlük bir değişiklik oldu. Cumartesi günü yola çıktık İlkerle beraber bot gökovadaydı. Akşamüstüne doğru vardık. Güzel bir apart ayırmışlardı bize. Biraz denize girdik çıktık ve akşam yemeği.. Gökova çok güzel bir yer, bakir. Çok fazla insan yok. Foça gibi.. Hem o kadar asker de yok :)


Gittiğimizde Mihriban ve eşi Umut bizleri karşıladılar. Çok özlemişim Minikciği. Evleneli bir kaç ay oldu olmadı henüz ama evlilik yakışmış arkadaşıma.
Dalış konusuna gelince, gider gitmez botu suya attık. Malzemelerimizi yerleştirdik. Pazar sabah erkenden atladık bota. Dümdüz bir hava, deniz süt liman. Yaklaşık 1 saatlik bot yolculuğundan sonra ilk meramıza geldik. Yeni aldığımız elbiseleri giydik ve sudayız. Ben ayağıma karbon paletleri giydim. Su berrak, inanılmaz güzel bir görüş var. 20 metre dipteki balığı görebiliyorsun resmen. Ben ilk defa güney de daldım. Normalde foçada veya çandarlı benzeri yerlerde o kadar görüş olmadığı için buralar tehlikeli. Çünkü mesela foçada dibin göründüğü yer 13 metre, gökovada aynı dibin görüldüğü yer 20 metre. Görüş olduğundan derin olup olmadığını anlayamıyor insan.. Tabi bir nefeslenip inmeye başlayınca anlıyorsunuz kaç metre olduğunu :) dalışlara başladık 15 metre. 17 metre, 20 metre, 22 metre.. gün sonunda heralde 25-26 maksimum derinlik olmak üzere ortalama 20- 22 metrelerde dalış olmuştur. Bir çok balık vurduk.

Her gün dalış yaptık sadece 2 gün boş bıraktık kendimizi o günlerde de ata bindik, windsurf yaptık, gezdik.

Oradayken dalış ile ilgili en enteresan olaylardan birisi hayatımda gördüğüm en büyük balığı görüşümdü. Derin daldığımız için İlkerle yan yana inip çıkıyoruz sırayla. İlker dalarken ben üstten onu izliyorum ve tehlikeli bir durum olursa inebileyim diye teması kaybetmiyorum gözümle. Yine İlker dalarken artık hayal meyal görülebildiği bir derinlikte birden bire bir parlama oldu. O ne acaba diye bir kaç metre dibe sallanınca ne göreyim. 50 kilo civarında bir akya ilker'in üzerinden salına salına geçiyor. Balık dipte olduğu için benim yetişmem imkansız. İlker'in de üzerinden geçtiği için farketmedi. Böyle bir görüntü yok ama cidden. İlker yukarı çıktığında aşağıda hiç balık gördün mü diye sordum :) Yoo görmedim dedi. Ben olayı anlatınca o da kafayı yedi ve başladık orta suya inip çıkmaya. Öyle bir duygu ki hem heyecanlı, hem korku veriyor. Düşünsenize 50 kilo bir balık. Benim kadar :) bir anda karşına çıksa ne yaparsın. Sübanike allam dinimiz amin. :) Cidden korkutur.

Diğer bir enteresan olay da benim hayatımda vurduğum en büyük balığı vuruşumdu. 8 kiloluk bir züber. Bir yere geldik, sabahtan beri hiç balık vuramamışız. Tam botu bıraktık ve İlker bir eşkina vurdu. O sırada taş altında bir züber gördük. Onu da vurduk. Ben bakınırken derinde bir züberin daha taşa girdiğini gördüm. İlker'e söyledim indi baktı bulamadı. Sonra ben indim taş altlarına bakarken bir taşın altında iri bir göz gördüm. Aha dedim burada. Zıpkını yavaş yavaş taşın altına soktum ve atışı yaptım. Amanın o da ne ortalık savaş alanına döndü. Hayvan güm pat diye kendisini sağa sola vuruyor. Hemen İlker dalıp yakaladı balığı. Muhteşem bir görüntü :)

Çok güzel bir hafta geçirdik. Tatil için tekrar gitmeyi düşünüyorum çok güzel bir yer gökova. Huzurlu..


Yağmur sonu dedim başlığa, Yansımaların bir şarkısı bu.. Yağmur bitti benim hayatımda artık, biraz onu anımsatsın diye yazdım sanırım. Yıkanma ve arınma bitti. Şimdi artık toprağın ve doğanın o mis gibi kokusu var etrafta.
Yağmur sona erdi.. Çiçekler açıyor. Dedim ya havada aşk kokusu var. Çok güzel bir ilişkiye başladım. Herşey çok güzel gidiyor. Hava açtı, güneş çıktı. Pembe güller var heryerde..
Hayat gülümsüyor, ben de salak salak sırıtıyorum ona. Göz kırpıyor, bir öpücük konduruyorum yanağına..

Teşekkürler geldiğin için. :) Teşekkürler..
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS

etme...

Merhabalar, aslında çok çok farklı şeyler yazıcaktım buraya fakat dalış mevzusu sonra. güneye gittik geldik, fakat hayatımda o kadar güzel bir değişiklik oldu ki. Uzun zamandır yaşamadığım şeyleri yaşıyorum. Korkularım yok mu, tabiki var. Ama herşeyin ilacı zaman ve insanın zamanla kendisini bile nasıl yenebildiğinin farkındayım. Anlatıcak uzuuuuuuun uzun şeyler var daha fakat zamanı var. :)
şimdilik Mevlana ile bitiricem sözümü..


sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme
şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
sen zehri şeker, şekeri zehrediyorsun, etme
  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • Twitter
  • RSS